İngilizce Kısa Hikayeler ve Türkçeleri
23 May 2025
İngilizce Kısa Hikayeler ve Türkçeleri
Bol pratik yapmanın, yabancı bir dil öğrenmede faydalı bir yöntem olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Ne kadar çok alıştırma yaparsanız ve ne kadar fazla kelimeye maruz kalırsanız, o dili kavramaya giden yolda o kadar gelişme sağlarsınız. Klasik alıştırma yönlerinden farklı olarak, kısa hikâyeler, öğrendiğiniz İngilizce gramer konularının metinler arasında gösterimi bakımından oldukça etkilidirler. Okuma ve okuduğunuzu anlama kabiliyetinizi geliştirmeye olanak sağlarlar.
Her gün sizi yormayacak sayıda kısa hikâye üzerinde çalışarak, bilmediğiniz kelimeleri öğrenebilir, metin içerisinden anlam bulmaya çalışabilir ve ingilizce sınavlarına hazırlanırken çalışma metni olarak faydalanabilirsiniz.
Kısa İngilizce Hikâyelerin Faydaları Neler?
Bir dili tam anlamıyla kavramak, sadece dil bilgisi kuralları çalışılarak mümkün değildir. Bu nedenle, İngilizce kısa hikaye örnekleri göz ardı edilmemesi gereken metinlerdir. Kısa İngilizce hikayelerin ana faydaları şunlardır:
- Doğal Kullanımı Öğretir: Gerçek hayatta kullanılan kelime öbekleri ve cümle yapılarına aşinalık kazandırır.
- Dinleme ve Telaffuzu Destekler: Sesli hikayeler dinleyerek doğru telaffuz ve aksan gelişimine katkı sağlar.
- Yazma Becerisini Geliştirir: Hikaye yapısını ve anlatım tekniklerini öğrenerek kendi yazılarınızı daha güçlü hale getirmenize yardımcı olur.
- Motivasyonu Artırır: Eğlenceli ve ilgi çekici hikayelerle dili öğrenmeyi sıkıcı olmaktan çıkarır.
- Gramer Bilgisini Pekiştirir: Öğrendiğiniz dilbilgisi kurallarını gerçek cümlelerde görerek daha iyi kavramanızı sağlar.
- Kelime Dağarcığını Genişletir: Bilmediğiniz kelimeleri bağlam içinde öğrenerek daha kalıcı hale getirir.
- Okuma Hızını Artırır: Daha fazla okuma yaparak anlama ve hızlı okuma becerinizi geliştirmenize yardımcı olur.
İngilizce Kısa Hikâye Örnekleri - Fil ve Arkadaşları Hikayesi
English: A lone elephant walked through the forest, looking for friends. She soon saw a monkey and asked, ‘Can we be friends, monkey?’ The monkey quickly replied, ‘You are big and can’t swing on trees as I do, so I cannot be your friend.’ Defeated, the elephant continued to search when it stumbled across a rabbit. She asked him, ‘Can we be friends, rabbit?’ The rabbit looked at the elephant and replied, “You are too big to fit inside my burrow. You cannot be my friend.” Then, the elephant continued to search until she met a frog. She asked, “Will you be my friend, frog?” The frog replied, “You are too big and heavy; you cannot jump like me. I am sorry, but you can’t be my friend.” The elephant continued to ask the animals she met on her way, but always received the same reply. The following day, the elephant saw all the forest animals run in fear. She stopped a bear to ask what was happening and was told the tiger was attacking all the small animals. The elephant wanted to save the other animals, so she went to the tiger and said, “Please, sir, leave my friends alone. Do not eat them.” The tiger didn’t listen. He merely told the elephant to mind her own business. Seeing no other way, the elephant kicked the tiger and scared him away. Upon hearing of the brave tale, the other animals agreed, “You are just the right size to be our friend.”
Türkçe: Yalnız bir fil, ormanda arkadaş bulmak için yürümüş. Kısa bir süre sonra bir maymun görmüş ve “Maymun, arkadaş olabilir miyiz?” diye sormuş. Maymun çabucak cevaplamış, “Sen irisin ve ağaçların üzerinde benim gibi sallanamazsın, bu yüzden senin arkadaşın olamam.” Hayal kırıklığına uğrayan fil, bir tavşana rastladığında aramaya devam ediyormuş. Tavşana sormuş, “Tavşan, arkadaş olabilir miyiz? ”Tavşan file bakmış ve cevaplamış. “Oyuğuma sığmayacak kadar büyüksün. Sen benim arkadaşım olamazsın.” Ardından, fil bir kurbağayla karşılaşana kadar aramaya devam etmiş. “Kurbağa, arkadaşım olur musun?” diye sormuş. Kurbağa cevaplamış. “Sen çok büyük ve ağırsın; benim gibi zıplayamazsın. Üzgünüm ama benim arkadaşım olamazsın.” Fil, yolunda karşılaştığı hayvanlara sormaya devam etmiş, fakat her zaman benzer cevabı almış. Ertesi gün, fil orman hayvanlarının korkuyla kaçtığını görmüş. Ne olduğunu sornak için bir ayıyı durdurmuş ve ona bir kaplanın tüm küçük hayvanlara saldırdığı söylenmiş. Fil diğer hayvanları kurtarmak istemiş, bu nedenle kaplana gitmiş ve “Lütfen efendim, arkadaşlarımı rahat bırakın, onları yemeyin.” demiş. Kaplan dinlememiş. File sadece kendi işine bakmasını söylemiş. Başka bir yol göremeyen fil, kaplanı tekmeleyerek kaçırmış. Bu cesur hikayeyi duyan diğer hayvanlar, “Arkadaşımız olmak için tam doğru büyüklüktesin.” demişler.
İngilizce Kısa Hikâye Örnekleri - Bilge Yaşlı Baykuş
English: There was an old owl who lived in an oak tree. Every day, he observed incidents that occurred around him. Yesterday, he watched as a young boy helped an old man carry a heavy basket. Today, he saw a young girl shouting at her mother. The more he saw, the less he spoke. As the days went on, he spoke less but heard more. The old owl heard people talking and telling stories. He heard a woman saying an elephant jumped over a fence. He heard a man saying that he had never made a mistake. The old owl had seen and heard what happened to people. There were some who became better, some who became worse. But the old owl in the tree had become wiser, each and every day.
Türkçe: Bir meşe ağacında yaşayan yaşlı bir baykuş varmış. Her gün, çevresinde gerçekleşen olayları gözlemlermiş. Dün, genç bir erkek çocuğun ağır bir sepet taşıyan yaşlı adama yardım ettiğini izledi. Bugün, annesine bağıran genç bir kız gördü. Ne kadar çok gördükçe, o kadar az konuşurdu. Günler geçtikçe daha az konuştu fakat daha çok dinledi. Yaşlı baykuş, insanları konuşurken ve hikayeler anlatırken dinledi. Bir filin çit üzerinden atladığını anlatan bir kadını dinledi. Asla yanlış yapmadığını söyleyen bir adamı dinledi. Yaşlı baykuş insanların başına gelenleri görmüş ve dinlemişti. Bazıları daha iyiye, bazıları daha kötüye gitmişti. Fakat ağaçtaki yaşlı baykuş her geçen gün daha da bilgeleşmişti.
İngilizce Kısa Hikâye Örnekleri - Kırk Beşinci Kat
English: Three men came to New York for a holiday. They came to a very large hotel and took a room there. Their room was on the forty-fifth floor. In the evening friends went to the theatre and came back to the hotel very late. “I’m very sorry,” said the clerk of the hotel, “but the lifts don’t work tonight. If you don’t want to walk up to your room, we shall make beds for you in the hall.” “No, no,” said one of the friends, “no, thank you. We don’t want to sleep in the hall. We shall walk up to our room.” Then he turned to his friends and said: “It’s not easy to walk up to the forty-fifth floor, but we shall make it easier. On the way to the room I shall tell you some jokes; then you, Andy, will sing us some songs; then you, Peter, will tell us some interesting stories.” So they began walking up to their room. Tom told them many jokes; Andy sang some songs. At last they came to the thirty-sixth floor. They were tired and decided to have a rest. “Well,” said Tom, “now it’s your turn, Peter. After all the jokes, I would like to hear a sad story. Tell us a long and interesting story with a sad end.” “The story which I’m going to tell you,” said Peter, “is sad enough. We left the key of our room in the hall.”
Türkçe: Üç erkek tatil için New York’a geldi. Çok büyük bir otele geldiler ve orada bir oda tuttular. Odaları kırk beşinci kattaydı. Akşam olduğunda arkadaşlar tiyatroya gittiler ve otele çok geç döndüler. “Çok üzgünüm,” dedi otel sorumlusu, “ancak asansörler bu gece çalışmıyor. Eğer odanıza çıkmak istemezseniz, salonda sizin için yataklar yapacağız.” “Hayır, hayır!” dedi arkadaşlardan biri, “hayır, teşekkür ederim. Salonda uyumak istemiyoruz. Odamıza çıkalım.” Sonra arkadaşlarına döndü ve: “Kırk beşinci kata çıkmak kolay değil, ama daha kolay hâle getireceğiz. Odaya giderken size bazı şakalar anlatacağım; sonra sen, Andy, bize şarkı söyleyeceksin; sonra sen, Peter, bize ilginç hikayeler anlatacaksın.” Böylece odalarına çıkmaya başladılar. Tom onlara birçok şaka yaptı; Andy bazı şarkılar söyledi. Sonunda otuz altıncı kata geldiler. Yoruldular ve dinlenmeye karar verdiler. “Peki,” dedi Tom, “şimdi sıra sende, Peter. Tüm şakalardan sonra hüzünlü bir hikâye duymak isterim. Bize üzücü bir sonu olan uzun ve ilginç bir hikâye anlat.” “Size anlatacağım hikâye” dedi Peter, “yeterince üzücü. Odamızın anahtarını salonda bıraktık.”
İngilizce Kısa Hikâye Örnekleri - Öfkeyi Kontrol Etmek
English: Once, there was a young boy. This boy had problems controlling his anger. When he got angry, he would say the first thing that came to mind, even if it affected people. One day, his father gifted him a hammer and a bundle of nails, then said, “Whenever you get mad, hammer a nail into the backyard fence.” In the first days, the boy used up half of the nails. Over the next weeks, he used up fewer nails, until his temper was under control. Then, his father asked the young boy to remove a nail for each day he didn’t lose his temper. On the day when the boy removed his last nail, his father told him, “You have done good, boy. But, can you see the holes in the fence? The fence is never going to be the same. Likewise, when you say mean things in anger, you’ll leave a scar.”
Türkçe: Bir zamanlar genç bir erkek çocuk varmış. Bu çocuk öfkesini kontrol etmede sorun yaşıyormuş. Sinirlendiğinde, insanları etkilese bile aklına gelen ilk şeyi söylermiş. Bir gün, babası ona bir çekiç ve bir paket çivi hediye etmiş, sonra “Ne zaman sinirlenirsen, arka bahçenin çitine bir çivi çak.” demiş. İlk günlerde, çocuk çivilerin yarısını kullanmış. Sonraki haftalarda, öfkesini kontrol altına aldıkça daha az çivi kullanmış. Ardından, babası genç çocuktan öfkelenmediği her gün için bir çiviyi sökmesini istemiş. Çocuğun son çiviyi söktüğü gün, babası ona “İyi yaptın, oğlum. Fakat çitteki delikleri görebiliyor musun? Çit asla eskisi gibi olmayacak. Aynı şekilde öfkeyle kötü şeyler söylediğinde, yara izi bırakacaksın.”
İngilizce Kısa Hikâye Örnekleri - Kral Midas ve Altın Dokunuşu
English: There once was a king named Midas who did a good deed for a Satyr. And he was then granted a wish by Dionysus, the god of wine. For his wish, Midas asked that whatever he touched would turn to gold. Despite Dionysus’ efforts to prevent it, Midas pleaded that this was a fantastic wish, and so, it was bestowed. Excited about his newly-earned powers, Midas started touching all kinds of things, turning each item into pure gold. But soon, Midas became hungry. As he picked up a piece of food, he found he couldn’t eat it. It had turned to gold in his hand. Hungry, Midas groaned, “I’ll starve! Perhaps this was not such an excellent wish after all!” Seeing his dismay, Midas’ beloved daughter threw her arms around him to comfort him, and she, too, turned to gold. “The golden touch is no blessing,” Midas cried.
Türkçe: Bir zamanlar bir satire* iyilik yapmış Midas adında bir kral varmış. Daha sonra bu kral şarap tanrısı Dionysus tarafından bir dilekle ödüllendirilmiş.Dileği için, Midas dokunduğu her şeyin altına dönüşmesini istemiş. Dionysos’un itirazlarına rağmen, Midas bunun harika bir dilek olduğunu savunmuş ve böylece dilek verilmiş. Yeni kazandığı yeteneklerle heyecanlanmış Midas, her türlü eşyaya dokunmaya, her bir eşyayı saf altına dönüştürmeye başlamış.Ama çok geçmeden Midas acıkmış. Bir parça yiyeceği aldığı anda onu yiyemeyeceğini fark etmiş. Yiyecek elindeyken altına dönüşmüş. Aç Midas sızlanmış, “Açlıktan öleceğim! Belki de bu o kadar da mükemmel bir dilek değildi!” Midas’ın umutsuzluğunu gören sevgili kızı, onu teselli etmek için kollarını ona dolamış ve o da altına dönüşmüş. Midas, “Altın dokunuş bir lütuf değil!” diye ağlamış.
İngilizce Kısa Hikaye Hakkında Sık Sorulan Sorular
İngilizce Kısa Hikaye nedir?
İngilizce kısa hikayeler, İngilizcenizi geliştirmenin yollarından biridir. Halihazırdaki gramer bilginizi güçlendirmek ve dil bilgisinde öğrenmiş olduklarınızı bağlam içinde görme imkanı sağlayan kısa metinlerdir. İngilizce hikayeler, kültürden izler taşır. Dolayısıyla İngilizce kısa hikaye okumak, dil bilginizin ve kelime dağarcığınızın yanı sıra genel kültürünüzü de zenginleştirir.
İngilizce Kısa Hikaye ingilizcesi nedir?
İngilizce kısa hikayenin ingilizcesi, Short Story in English’dir.
İngilizce Kısa Hikaye ne fayda sağlar?
İngilizce hikayeler, kültürden izler taşır. Dolayısıyla İngilizce kısa hikaye okumak, dil bilginizin ve kelime dağarcığınızın yanı sıra genel kültürünüzü de zenginleştirir.
İngilizce Kısa Hikayeler ingilizcemi geliştirir mi?
İngilizce kısa hikayeler İngilizcenizi geliştirir. Düzgün cümle kurabilme yeteneğini pekiştirmenin en eğlenceli yollarından biri İngilizce kısa hikayeler okumaktır.