İngilizce Sıfatlar (Adjectives) Konu Anlatımı
28 Nis 2025
İngilizce Sıfatlar (Adjectives) Konu Anlatımı
İngilizce sıfatlar (adjectives), dilin temel yapı taşlarından biridir ve cümlelerde isimleri veya zamirleri tanımlayarak onlara özellik ekler. Bu sıfatlar, bir şeyin nasıl olduğunu, ne kadar olduğunu, hangi özelliklere sahip olduğunu veya hangi durumlarda olduğunu belirtir. Sıfatlar, anlatım gücünü artırır, daha renkli ve ayrıntılı cümleler kurmamıza yardımcı olur. Bu yazımızda, İngilizce sıfatların tanımından sıfat türlerine, karşılaştırmalarına ve kullanımına gibi önemli noktaları ele alacağız.
İngilizce Sıfatlar nedir?
İngilizce sıfatlar (adjectives), isimleri (veya zamirleri) tanımlayan kelimelerdir. Bir sıfat, bir şeyin ya da birinin özelliğini belirtir, yani ne olduğunu, nasıl olduğunu, ne kadar olduğunu ya da hangi durumu ifade ettiğini açıklar. Sıfatlar, cümlede genellikle ismin önünde yer alır ve o ismi nitelendirir. Örnek olarak, "a beautiful day" (güzel bir gün) ya da "a tall man" (uzun bir adam) ifadeleri kullanılabilir.
İngilizcede En Çok Kullanılan Sıfatlar
Günlük hayatta sıkça karşılaşılan sıfatlar, konuşmalarımızı daha etkili ve anlaşılır kılmak için kullanılır. Bu sıfatlar, hem kişisel hem de nesnel özellikleri tanımlayarak cümlelerimize derinlik katar. İşte İngilizce’de en çok kullanılan sıfatlar ve Türkçe karşılıklarını sizler için listeledik.
Adjective (Sıfat) | Türkçe Çevirisi |
Beautiful | Güzel |
Tall | Uzun |
Happy | Mutlu |
Small | Küçük |
Fast | Hızlı |
Big | Büyük |
Hot | Sıcak |
Cold | Soğuk |
Expensive | Pahalı |
Old | Eski |
New | Yeni |
Young | Genç |
Rich | Zengin |
Clean | Temiz |
Dangerous | Tehlikeli |
Strong | Güçlü |
Weak | Zayıf |
Bright | Parlak |
Dark | Karanlık |
Loud | Gürültülü |
Quiet | Sessiz |
Soft | Yumuşak |
Hard | Sert |
Funny | Komik |
Smart | Zeki |
Brave | Cesur |
Friendly | Dostça |
Lovely | Şirin |
Sweet | Tatlı |
Sour | Ekşi |
Bitter | Acı |
Comfortable | Rahat |
Messy | Dağınık |
Lazy | Tembel |
Active | Aktif |
Warm | Ilık |
Thick | Kalın |
Thin | İnce |
Beautiful | Güzel |
Ugly | Çirkin |
Expensive | Pahalı |
Cheap | Ucuz |
Polite | Kibar |
Rude | Kaba |
Tall | Uzun |
Short | Kısa |
Intelligent | Zeki |
Bright | Akıllı |
Creative | Yaratıcı |
Silent | Sessiz |
Organized | Düzenli |
Messy | Dağınık |
Happy | Mutlu |
Sad | Üzgün |
Tall | Uzun |
Friendly | Dostça |
Mean | Kötü |
Strong | Sağlam |
Weak | Zayıf |
Generous | Cömert |
Greedy | Açgözlü |
Beautiful | Göz alıcı |
Interesting | İlginç |
Boring | Sıkıcı |
Generous | Cömert |
Punctual | Dakik |
Sweet | Tatlı |
Sour | Ekşi |
Warm | Ilık |
Cold | Soğuk |
Huge | Kocaman |
Tiny | Minik |
Expensive | Pahalı |
Cheap | Ucuz |
Reliable | Güvenilir |
Unreliable | Güvensiz |
Big | Büyük |
Small | Küçük |
Rich | Zengin |
Poor | Fakir |
Fat | Şişman |
Slim | İnce |
Tall | Uzun |
Low | Düşük |
High | Yüksek |
Hard | Sert |
Soft | Yumuşak |
Heavy | Ağır |
Light | Hafif |
Safe | Güvenli |
Dangerous | Tehlikeli |
Close | Yakın |
Distant | Uzak |
Right | Doğru |
Wrong | Yanlış |
Nice | Hoş |
Unpleasant | Hoş olmayan |
Quick | Hızlı |
Slow | Yavaş |
Early | Erken |
Late | Geç |
Clean | Temiz |
Dirty | Kirli |
Strong | Güçlü |
Weak | Zayıf |
Fun | Eğlenceli |
Serious | Ciddi |
Expensive | Pahalı |
Cheap | Ucuz |
Shiny | Parlak |
Dull | Donuk |
Simple | Basit |
Complicated | Karmaşık |
Comfortable | Rahat |
Uncomfortable | Rahatsız |
Polite | Kibar |
Impolite | Kaba |
Tall | Uzun |
Short | Kısa |
Tight | Sıkı |
Loose | Gevşek |
Bright | Parlak |
Dark | Karanlık |
Rich | Zengin |
Poor | Fakir |
Wonderful | Harika |
Terrible | Berbat |
İngilizce Sıfat Türleri
Sıfatlar, yalnızca fiziksel özellikleri değil, aynı zamanda düşünsel ya da duygusal durumları da ifade edebilir. Her sıfat türü, dilde farklı bir işlevi yerine getirir ve doğru kullanımı, İngilizceyi etkili bir şekilde konuşmanıza yardımcı olur. İngilizce sıfat türleri ve Türkçe karşılıkları ise tablodaki gibidir.
Sıfat Türü | Türkçe Karşılığı |
Possessive Adjectives | Aitlik Sıfatları |
Opinion Adjectives | Düşünce Sıfatları |
Fact Adjectives | İsmin Özelliğini Tanımlayan Sıfatlar |
Demonstrative Adjectives | Gösterme Sıfatları |
Quantitative Adjectives | Miktar Sıfatları |
Interrogative Adjectives | Soru Sıfatları |
Possessive Pronouns | Aitlik Zamirleri |
Relative Adjectives | Bağlantı Sıfatları |
Distributive Adjectives | Dağıtıcı Sıfatlar |
Possessive Adjectives (Aitlik Sıfatları)
Aitlik sıfatları, sahiplik ifade eden kelimelerdir ve İngilizcede bu tür sıfatlar, bir öznenin sahip olduğu nesneyi açıklamak için oldukça önemlidir. Aitlik sıfatları, cümledeki sahiplik ilişkisini net bir şekilde ortaya koyar. İngilizce’de en yaygın aitlik sıfatlarını sizler için listeledik.
- My (benim)
- My car is parked outside.
(Benim arabam dışarıda park etmiş.)
- My brother is coming to visit us tomorrow.
(Benim kardeşim yarın bizi ziyaret etmeye geliyor.)
- This is my favorite book.
(Bu, benim favori kitabım.)
- My parents are very supportive.
(Benim ebeveynlerim çok destekleyicidir.)
- My house is near the park.
(Benim evim parka yakın.)
- Your (senin, sizin)
- Is this your pen?
(Bu senin kalemin mi?)
- Your room is very tidy.
(Senin odan çok düzenli.)
- I love your dress!
(Senin elbisen çok güzel!)
- Where is your phone?
(Telefonun nerede?)
- Your parents are very kind.
(Sizin ebeveynleriniz çok nazikler.)
- His (onun - erkek için)
- This is his laptop.
(Bu onun dizüstü bilgisayarı.)
- His car is blue. (
Onun arabası mavi.)
- His house is bigger than mine.
(Onun evi benimkinden daha büyük.)
- I know his brother.
(Onun kardeşini tanıyorum.)
- His name is Jack.
(Onun adı Jack.)
- Her (onun - kadın için)
- Her dress is beautiful.
(Onun elbisesi çok güzel.)
- I saw her at the store yesterday.
(Onu dün mağazada gördüm.)
- Her dog is very playful.
(Onun köpeği çok oyuncu.)
- This is her favorite movie.
(Bu onun en sevdiği film.)
Her hair is very long.
(Onun saçları çok uzun.)- Its (onun - cansız varlıklar ve hayvanlar için)
- The cat is playing with its toy.
(Kedi oyuncaklarıyla oynuyor.)
- The company is known for its innovative products.
(Şirket, yenilikçi ürünleriyle tanınır.)
- Its wings are colorful.
(Onun kanatları rengarenktir.)
- The tree lost its leaves in the autumn.
(Ağaç sonbaharda yapraklarını kaybetti.)
- The dog is licking its paw.
(Köpek, patisini yalıyor.)
- Our (bizim)
- Our school is located in the city center.
(Bizim okulumuz şehir merkezinde bulunuyor.)
- Our parents are coming to visit us this weekend.
(Bizim ebeveynlerimiz bu hafta sonu bizi ziyaret etmeye gelecek.)
- Our house is very cozy.
(Bizim evimiz çok rahat.)
- Our teacher is very nice.
(Bizim öğretmenimiz çok nazik.)
- Our friends are coming over for dinner tonight.
(Bizim arkadaşlarımız bu akşam yemeğe gelecek.)
- Their (onların)
- Their car is parked in front of the house.
(Onların arabası evin önünde park etmiş.)
- I like their new house.
(Onların yeni evini beğendim.)
- Their dog is very friendly.
(Onların köpeği çok dost canlısıdır.)
- Their children are very well-mannered.
(Onların çocukları çok iyi davranışlı.)
- Their vacation was amazing.
(Onların tatili harikaydı.)
Opinion Adjectives (Düşünce Sıfatları)
Düşünce sıfatları (opinion adjectives), bir şey hakkında kişisel bir yargıyı veya duyguyu ifade etmek için kullanılır. Bu sıfatlar, bir nesne, durum ya da insan hakkında ne düşündüğümüzü ya da nasıl hissettiğimizi belirtir. Genellikle subjektif (kişisel) değerlendirmelerdir ve başkalarının bakış açılarına göre değişebilir. Düşünce sıfatları, bir şeyin güzelliği, kalitesi, hoşluğu gibi özelliklerini ifade edebilir ve cümlede genellikle isimlerden önce gelir. İşte, düşünce sıfatlarına ait tablomuz aşağıdaki gibidir.
Opinion Adjective (Düşünce Sıfatı) | İngilizcesi | Örnekler |
İyi | Good | This is a good movie. (Bu iyi bir film.) |
Kötü | Bad | That was a bad decision. (O kötü bir karardı.) |
Güzel | Beautiful | What a beautiful day! (Ne güzel bir gün!) |
Çirkin | Ugly | The weather today is ugly. (Bugün hava çirkin.) |
İlginç | Interesting | She told me an interesting story. (Bana ilginç bir hikaye anlattı.) |
Sıkıcı | Boring | The movie was boring. (Film sıkıcıydı.) |
Eğlenceli | Fun | We had a fun time at the party. (Partide eğlenceli bir zaman geçirdik.) |
Zor | Hard | The test was hard. (Test zordu.) |
Kolay | Easy | The puzzle was really easy. (Bulmaca gerçekten kolaydı.) |
Lezzetli | Tasty | The soup is tasty. (Çorba lezzetli.) |
Korkunç | Terrible | That film was terrible. (O film korkunçtu.) |
Harika | Amazing | The view from the mountain was amazing. (Dağdan manzara harikaydı.) |
Kötü | Awful | The service at the restaurant was awful. (Restorandaki hizmet berbattı.) |
Hoş | Nice | She gave me a nice gift. (Bana hoş bir hediye verdi.) |
Yavaş | Slow | The car was driving too slow. (Araba çok yavaş gidiyordu.) |
Genel | General | General happiness filled the room. (Odayı genel mutluluk sardı.) |
Hızlı | Fast | He runs really fast. (O gerçekten hızlı koşuyor.) |
Soğuk | Cold | The water in the pool is too cold. (Havuzdaki su çok soğuk.) |
Sıcak | Hot | It was a hot summer day. (Sıcak bir yaz günüydü.) |
Zengin | Rich | He has a rich history. (Onun zengin bir tarihi var.) |
Ferah | Fresh | The air was fresh after the rain. (Yağmurdan sonra hava taze ve ferah oldu.) |
Komik | Funny | That joke was really funny. (O şaka gerçekten komikti.) |
Zarif | Elegant | She wore an elegant dress to the party. (Partiye zarif bir elbise giydi.) |
Renkli | Colorful | The garden is full of colorful flowers. (Bahçe rengarenk çiçeklerle dolu.) |
Modern | Modern | They live in a modern apartment. (Onlar modern bir apartmanda yaşıyorlar.) |
Mükemmel | Perfect | The wedding was perfect. (Düğün mükemmeldi.) |
Korkutucu | Scary | That horror movie was scary. (O korku filmi korkutucuydu.) |
Kusurlu | Flawless | Her performance was flawless. (Onun performansı kusursuzdu.) |
Tuzlu | Salty | The soup tastes a little salty. (Çorba biraz tuzlu.) |
Tatlı | Sweet | This cake is very sweet. (Bu kek çok şekerli.) |
Rahat | Comfortable | The sofa is very comfortable. (Kanepe çok rahat.) |
Canlandırıcı | Refreshing | The drink was very refreshing. (İçecek çok ferahlatıcıydı.) |
Hoş | Pleasant | We had a pleasant walk in the park. (Parkta hoş bir yürüyüş yaptık.) |
Büyüleyici | Fascinating | The documentary was fascinating. (Belgesel büyüleyiciydi.) |
İlginç | Intriguing | The mystery novel is intriguing. (O gizem romanı ilginçti.) |
Fact Adjectives (İsmin Özelliğini Tanımlayan Sıfatlar)
Fact adjectives (İsmin Özelliğini Tanımlayan Sıfatlar), bir isim hakkında gerçek, fiziksel veya somut özellikleri tanımlayan sıfatlardır. Bu sıfatlar, bir nesnenin, kişinin, yerin veya durumun dışsal veya fiziksel özelliklerine odaklanır ve genellikle subjektif olmayan, gözlemlerle ilgili bilgi verir. Bu tür sıfatlar, bir şeyin şeklini, boyutunu, rengini, ağırlığını veya miktarını belirtir. Örnekleri aşağıdaki tablomuzdaki gibidir.
Fact Adjective (İsmin Özelliğini Tanımlayan Sıfat) | İngilizcesi | Örnekler |
Büyük | Large | This is a large house. (Bu büyük bir ev.) |
Küçük | Tiny | He has a tiny dog. (Onun küçük bir köpeği var.) |
Hafif | Light | This box is light. (Bu kutu hafif.) |
Ağır | Heavy | The suitcase is too heavy. (Valiz çok ağır.) |
Uzun | Tall | The giraffe is tall. (Zürafa uzundur.) |
Kısa | Short | The building is short compared to the skyscraper. (Bina, gökdelenle karşılaştırıldığında kısadır.) |
Yuvarlak | Round | The table has a round shape. (Masada yuvarlak bir şekil var.) |
Kare | Square | The window is square. (Pencere kare şeklindedir.) |
Dikdörtgen | Rectangular | The pool is rectangular. (Havuz dikdörtgen şeklindedir.) |
Beyaz | White | She wore a white dress. (O beyaz bir elbise giydi.) |
Siyah | Black | The cat is black. (Kedi siyahtır.) |
Yeşil | Green | The grass is green. (Çimenler yeşildir.) |
Mavi | Blue | The sky is blue. (Gökyüzü mavidir.) |
Sarı | Yellow | The sun is yellow. (Güneş sarıdır.) |
Turuncu | Orange | The balloon is orange. (Balon turuncudur.) |
Pembe | Pink | She has a pink bag. (Onun pembe bir çantası var.) |
Gri | Gray | The car is gray. (Araba gri renkte.) |
Altın | Golden | The ring is golden. (Yüzük altın rengindedir.) |
Bakır | Copper | The statue is made of copper. (Heykel bakırdan yapılmıştır.) |
Büyük | Gigantic | The building is gigantic. (Bina devasa büyüklüktedir.) |
Küçük | Miniature | I bought a miniature car. (Mini bir araba aldım.) |
Hızlı | Fast | The cheetah is fast. (Cheetah hızlıdır.) |
Yavaş | Slow | The tortoise is slow. (Kaplumbağa yavaştır.) |
Düz | Flat | The road is flat. (Yol düzdür.) |
Yüksek | High | The mountain is high. (Dağ yüksektir.) |
Alçak | Low | The chair is too low. (Sandalye çok alçaktır.) |
İnce | Thin | The paper is thin. (Kağıt incedir.) |
Kalın | Thick | The book is thick. (Kitap kalındır.) |
Ilıman | Mild | The climate here is mild. (Buradaki iklim ılımandır.) |
Soğuk | Cold | It is cold outside. (Dışarıda soğuk.) |
Sıcak | Hot | The coffee is hot. (Kahve sıcaktır.) |
Tuzlu | Salty | The soup is salty. (Çorba tuzludur.) |
Tatlı | Sweet | The cake is sweet. (Kek tatlıdır.) |
Ekşi | Sour | The lemon is sour. (Limon ekşidir.) |
Acı | Bitter | The coffee is too bitter. (Kahve çok acıdır.) |
İngilizcede Sıfatların Karşılaştırılması
İngilizcede sıfatlar, karşılaştırmalı (comparative) ve üstünlük (superlative) derecelerinde kullanılarak iki veya daha fazla şeyin özelliklerini karşılaştırmamıza olanak tanır. Karşılaştırmalı sıfatlar, iki şeyin arasında bir farkı gösterirken, üstünlük sıfatları bir şeyin diğerlerinden daha üstün olduğunu belirtir.
Superlative (üstünlük derecesi), bir grup içindeki en yüksek veya en düşük özellikleri tanımlar. Bu kullanımda, sıfata "-est" eklenir veya "most" (en) kullanılır. Superlative sıfatlar genellikle "the" ile başlar çünkü sıfatın belirli bir şeyin en üst seviyesi olduğu anlatılmak istenir.
- Tallest – She is the tallest in her class.
(O, sınıfındaki en uzun kişidir.)
- Biggest – This is the biggest apple I've ever seen.
(Bu, gördüğüm en büyük elmadır.)
- Most beautiful – She is the most beautiful woman in the world.
(O, dünyadaki en güzel kadındır.)
- Fastest – Usain Bolt is the fastest runner in the world.
(Usain Bolt, dünyadaki en hızlı koşucudur.)
- Most interesting – This book is the most interesting one I’ve read.
(Bu kitap, okuduğum en ilginç kitaptır.)
- Best – This is the best movie of the year.
(Bu, yılın en iyi filmidir.)
- Worst – That was the worst exam I’ve ever taken.
(O, girdiğim en kötü sınavdı.)
- Most expensive – This is the most expensive car in the showroom.
(Bu, sergi salonundaki en pahalı arabadır.)
- Easiest – This is the easiest question in the test.
(Bu, testteki en kolay sorudur.)
- Smartest – She is the smartest student in the class.
(O, sınıftaki en akıllı öğrencidir.)
- Strongest – He is the strongest person I know.
(O, tanıdığım en güçlü kişidir.)
- Highest – Mount Everest is the highest mountain in the world.
(Everest Dağı, dünyadaki en yüksek dağdır.)
- Richest – Bill Gates is one of the richest people in the world.
(Bill Gates, dünyadaki en zengin insanlardan biridir.)
- Oldest – My grandmother is the oldest in our family.
(Büyükannem, ailemizdeki en yaşlı kişidir.)
- Heaviest – This is the heaviest box on the shelf.
(Bu, raftaki en ağır kutudur.)
Comparative (karşılaştırmalı derece), iki şeyin arasında bir farkı belirtmek için kullanılır. Genellikle "-er" eklenir ya da "more" kullanılır. Bu sıfatlar, bir şeyin diğerinden daha fazla veya az özellik taşıdığını belirtir.
- Taller – She is taller than her brother.
(O, erkek kardeşinden daha uzundur.)
- Bigger – This bag is bigger than that one.
(Bu çanta, o çantadan daha büyüktür.)
- More beautiful – This painting is more beautiful than the last one.
(Bu tablo, sonrakinden daha güzeldir.)
- Faster – He runs faster than me.
(O, benden daha hızlı koşar.)
- More interesting – This movie is more interesting than the one we watched yesterday.
(Bu film, dün izlediğimiz filmden daha ilginçtir.)
- Better – This restaurant is better than the one we went to last week.
(Bu restoran, geçen hafta gittiğimiz restorandan daha iyidir.)
- Worse – My situation is worse than yours.
(Benim durumum, seninkinden daha kötüdür.)
- More expensive – This jacket is more expensive than the one on sale.
(Bu ceket, indirimdeki ceketten daha pahalıdır.)
- Easier – This test is easier than the last one.
(Bu sınav, son sınavdan daha kolaydır.)
- Smarter – He is smarter than his classmates.
(O, sınıf arkadaşlarından daha akıllıdır.)
- Stronger – She is stronger than me.
(O, benden daha güçlüdür.)
- Higher – This building is higher than that one.
(Bu bina, o binadan daha yüksektir.)
- Richer – She is richer than I am.
(O, benden daha zengindir.)
- Older – My brother is older than me.
(Erkek kardeşim benden daha büyüktür.)
- Heavier – This box is heavier than that one.
(Bu kutu, o kutudan daha ağırdır.)
İngilizcede Önemli Sıfat Grupları
İngilizce sıfatlar, belirli gruplara ayrılarak kullanılır. Bu sıfat grupları, sıfatların ifade ettiği anlamlara göre farklı kategorilerde yer alır. Aşağıda, İngilizcede sıkça kullanılan sıfat grupları ve her grup için örnekler yer almaktadır.
Opinion Adjectives (Düşünce Sıfatları)
- Beautiful (Güzel) = The painting is beautiful. (Tablo çok güzeldir.)
- Interesting (İlginç) = This book is interesting. (Bu kitap ilginçtir.)
- Boring (Sıkıcı) = The movie was boring. (Film sıkıcıydı.)
- Delicious (Lezzetli) = The food is delicious. (Yemek çok lezzetlidir.)
- Expensive (Pahalı) = This restaurant is expensive. (Bu restoran pahalıdır.)
Fact Adjectives (İsmin Özelliğini Tanımlayan Sıfatlar)
- Tall (Uzun) = She is tall. (O, uzundur.)
- Fast (Hızlı) = He is a fast runner. (O, hızlı bir koşucudur.)
- Heavy (Ağır) = The box is heavy. (Kutu ağırdır.)
- New (Yeni) = This is a new phone. (Bu yeni bir telefondur.)
- Young (Genç) = They are young. (Onlar gençtir.)
Possessive Adjectives (Aitlik Sıfatları)
- My (Benim) = This is my book. (Bu benim kitabımdır.)
- Your (Senin/Sizin) = Where is your house? (Senin/sizin evin nerede?)
- His (Onun - Erkek için) = This is his car. (Bu onun arabasıdır.)
- Her (Onun - Kadın için) = She lost her keys. (O, anahtarlarını kaybetti.)
- Our (Bizim) = This is our project. (Bu bizim projemizdir.)
Demonstrative Adjectives (Belirtme Sıfatları)
- This (Bu) = I like this song. (Bu şarkıyı seviyorum.)
- That (Şu) = Look at that tree. (Şu ağaca bak.)
- These (Bunlar) = I bought these shoes. (Bu ayakkabıları aldım.)
- Those (Şunlar) = Are those your books? (Şunlar senin kitapların mı?)
Quantitative Adjectives (Nicelik Sıfatları)
- Many (Birçok) = I have many friends. (Birçok arkadaşım var.)
- Few (Az) = There are few students in the classroom. (Sınıfta az öğrenci var.)
- Several (Birkaç) = I have several pens. (Birkaç kalemim var.)
- All (Tümü, Her) = All the students are here. (Tüm öğrenciler burada.)
- Some (Biraz) = I have some time. (Biraz zamanım var.)
İngilizce Sıfatlar (Adjectives) Konu Anlatımı Hakkında Sık Sorulan Sorular
İngilizcede sıfatlar nelerdir?
Sıfatlar, bir kişinin, nesnenin, yerin veya olayın nasıl olduğunu, ne olduğunu veya hangi özelliğe sahip olduğunu anlatır. Örnek olarak; beautiful, tall, old gibi kelimeler verilebilir.
İngilizce kişilik sıfatları nelerdir?
İngilizce kişilik sıfatları, insanların karakter özelliklerini tanımlamak için kullanılır. Örneğin, kind (nazik), friendly (arkadaş canlısı), honest (dürüst), shy (utangaç), generous (cömert)
İngilizce sıfatların doğru sıralaması nedir?
İngilizce sıfatların doğru sıralaması opinion (düşünce sıfatı), size (boyut sıfatı), age (yaş sıfatı), shape (şekil sıfatı), color (renk sıfatı), proper adjective (milliyet, köken sıfatı), material (malzeme sıfatı) ve son olarak purpose (amaç sıfatı) şeklindedir.
İngilizce İşaret sıfatları Nelerdir?
This (bu), that (şu), these (bunlar), those (şunlar) kelimeleri, İngilizce işaret sıfatlarıdır.