İngilizce Whatsapp Durumları ve Türkçe Anlamları
06 May 2025
İngilizce Whatsapp Durumları ve Türkçe Anlamları
Whatsapp durumları, duygularımızı, düşüncelerimizi ve ruh halimizi kısa ve etkileyici sözlerle ifade etmenin harika bir yoludur. İngilizce Whatsapp durumları, hem anlamlı hem de havalı bir şekilde kendinizi ifade etmenizi sağlar. Ayrıca, İngilizce ifadeler evrensel bir etkiye sahip olduğu için daha geniş bir kitleye hitap edebilir. Bu liste, farklı ruh hallerine ve kişisel tercihlere uygun havalı veya laf sokan İngilizce Whatsapp durumlarını Türkçe anlamlarıyla birlikte sunarak, en doğru sözü seçmenize yardımcı olacak!
- Keep going. You’re closer than you think.
(Devam et. Sandığından daha yakınsın.)
- Success starts with self-belief.
(Başarı, kendine inanmakla başlar.)
- Make today so awesome that yesterday gets jealous.
(Bugünü o kadar harika yap ki dün kıskansın.)
- Do it now. Sometimes "later" becomes "never."
(Şimdi yap. Bazen "sonra" hiç olmaz.)
- Every storm runs out of rain.
(Her fırtına bir gün sona erer.)
- You only fail when you stop trying.
(Sadece denemeyi bıraktığında başarısız olursun.)
- Fall seven times, stand up eight.
(Yedi kez düş, sekiz kez kalk.)
- Be a voice, not an echo.
(Bir ses ol, yankı değil.)
- Dream big. Work hard. Stay humble.
(Büyük hayal et. Çok çalış. Mütevazı kal.)
- Small steps lead to big changes.
(Küçük adımlar büyük değişimlere yol açar.)
- Love is not what you say, it's what you do.
(Aşk, söylediğin değil, yaptığın şeydir.)
- You stole my heart, but I’ll let you keep it.
(Kalbimi çaldın, ama sende kalmasına izin vereceğim.)
- Forever isn’t long enough with you.
(Sonsuzluk bile seninle yeterince uzun değil.)
- In your arms, I’ve found my home.
(Kollarında, evimi buldum.)
- You are the reason behind my smile.
(Gülüşümün ardındaki sebep sensin.)
- Love is when the soul whispers, not just the heart.
(Aşk, sadece kalbin değil, ruhun da fısıldamasıdır.)
- Every love story is beautiful, but ours is my favorite.
(Her aşk hikayesi güzeldir, ama benim en sevdiğim bizimki.)
- I don’t need the world if I have you.
(Eğer seni seviyorsam dünyaya ihtiyacım yok.)
- Your love is the melody to my heart.
(Aşkın, kalbimin melodisi.)
- You make my world brighter.
(Dünyamı daha parlak yapıyorsun.)
- Life’s too short for bad vibes.
(Hayat kötü enerjiler için çok kısa.)
- My phone battery lasts longer than most relationships.
(Telefon pilim çoğu ilişkiden daha uzun sürüyor.)
- I’m not lazy, I’m just on energy-saving mode.
(Tembel değilim, sadece enerji tasarruf modundayım.)
- I’m on a seafood diet. I see food, I eat it.
(Deniz ürünleri diyeti yapıyorum. Yemeği görüyorum ve yiyorum.)
- If I were a vegetable, I’d be a "couch potato."
(Eğer bir sebze olsaydım, "kanepe patatesi" olurdum.)
- Life’s better when you’re laughing.
(Gülerken hayat daha güzel.)
- Some people graduate with honors, I am just honored to graduate.
(Bazı insanlar onur derecesiyle mezun olur, ben ise sadece mezun olduğuma seviniyorum.)
- My bed and I are in a committed relationship.
(Ben ve yatağım ciddi bir ilişki içindeyiz.)
- If common sense was common, more people would have it.
(Eğer sağduyu yaygın olsaydı, daha fazla insan sahip olurdu.)
- I came. I saw. I forgot what I was doing.
(Geldim. Gördüm. Ne yapacağımı unuttum.)
- Life is what happens while you’re busy making other plans.
(Hayat, başka planlar yaparken başına gelen şeydir.)
- Not all those who wander are lost.
(Her dolaşan kaybolmuş değildir.)
- Simplicity is the ultimate sophistication.
(Basitlik, en büyük sofistikasyondur.)
- The best view comes after the hardest climb.
(En iyi manzara, en zorlu tırmanıştan sonra gelir.)
- Sometimes silence says more than words.
(Bazen sessizlik, kelimelerden daha çok şey söyler.)
- The only way out is through.
(Tek çıkış yolu, içinden geçmektir.)
- Live with no excuses, love with no regrets.
(Mazeretsiz yaşa, pişmanlıksız sev.)
- Happiness is homemade.
(Mutluluk, ev yapımıdır.)
- The past is a place of reference, not residence.
(Geçmiş, referans alınacak bir yerdir, yaşanacak değil.)
- The best stories are found between the pages of a passport.
(En iyi hikayeler, bir pasaportun sayfaları arasında bulunur.)
- A real friend is a rare treasure.
(Gerçek bir arkadaş, nadir bulunan bir hazinedir.)
- True friendship never fades.
(Gerçek dostluk asla solmaz.)
- Friends are the family we choose.
(Dostlar, seçtiğimiz ailedir.)
- Life’s better with best friends.
(Hayat, en iyi arkadaşlarla daha güzel.)
- Together, we make the perfect team.
(Birlikte, mükemmel bir takımız.)
- Good times + Crazy friends = Amazing memories.
(Güzel anlar + Çılgın arkadaşlar = Muhteşem anılar.)
- Friends don’t let friends do stupid things alone.
(Arkadaşlar, arkadaşlarının aptalca şeyleri yalnız yapmasına izin vermez.)
- Laughter is louder when we are together.
(Beraberken kahkahalar daha yüksek olur.)
- Some friendships are written in the stars.
(Bazı dostluklar yıldızlara yazılmıştır.)
- Best friends make the worst days better.
(En iyi arkadaşlar, en kötü günleri bile güzelleştirir.)
- Chase your dreams, not people.
(Hayallerinin peşinden koş, insanların değil.)
- You were born to be real, not perfect.
(Mükemmel olmak için değil, gerçek olmak için doğdun.)
- Every day is a fresh start.
(Her gün yeni bir başlangıçtır.)
- Don’t stop until you’re proud.
(Gurur duyana kadar durma.)
- The best way to predict the future is to create it.
(Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu, onu yaratmaktır.)
- Hard times reveal true strength.
(Zor zamanlar gerçek gücü ortaya çıkarır.)
- Strive for progress, not perfection.
(Mükemmeliyet için değil, ilerleme için çabala.)
- Work hard in silence, let success make the noise.
(Sessizce çalış, başarın gürültü yapsın.)
- Do what makes your soul shine.
(Ruhunu parlatan şeyi yap.)
- Small steps lead to big results.
(Küçük adımlar büyük sonuçlara götürür.)
- You are my favorite hello and hardest goodbye.
(Sen benim en sevdiğim merhaba ve en zor vedamsın.)
- Love doesn’t need to be perfect, just true.
(Aşk mükemmel olmak zorunda değil, sadece gerçek olmalı.)
- You make my heart skip a beat.
(Kalbimi yerinden oynatıyorsun.)
- Forever is a long time, but I wouldn’t mind spending it with you.
(Sonsuzluk uzun bir süre, ama seninle geçirmekten şikayet etmem.)
- In your arms, I feel at home.
(Kollarında kendimi evimde hissediyorum.)
- You and me, always and forever.
(Sen ve ben, her zaman ve sonsuza kadar.)
- Love is not about finding the perfect person, but about seeing an imperfect person perfectly.
(Aşk, mükemmel kişiyi bulmak değil, kusurlu birini mükemmel görmektir.)
- With you, every moment is magic.
(Seninle her an sihir gibi.)
- Love is the only thing that grows when shared.
(Aşk, paylaşıldıkça büyüyen tek şeydir.)
- You are my today and all my tomorrows.
(Sen benim bugünümsün ve tüm yarınlarım.)
- I’m not arguing, I’m just explaining why I’m right.
(Tartışmıyorum, sadece neden haklı olduğumu açıklıyorum.)
- I woke up like this… tired.
(Bu şekilde uyandım… yorgun.)
- If laziness was an Olympic sport, I’d be a gold medalist.
(Eğer tembellik olimpik bir spor olsaydı, altın madalya alırdım.)
- Life’s too short for matching socks.
(Hayat, eşleşen çoraplar için fazla kısa.)
- I don’t need a hair stylist, my pillow gives me a new look every morning.
(Kuaföre ihtiyacım yok, yastığım her sabah bana yeni bir tarz veriyor.)
- I’m on a seafood diet. I see food, I eat it.
(Deniz ürünleri diyeti yapıyorum. Yemeği görüyorum ve yiyorum.)
- If sarcasm burned calories, I’d be a supermodel.
(Eğer alaycılık kalori yaksaydı, süper model olurdum.)
- Running late is my cardio.
(Geç kalmak benim kardiyomdur.)
- My bed and I are perfect together, but my alarm clock keeps trying to break us up.
(Ben ve yatağım mükemmeliz, ama çalar saatim bizi ayırmaya çalışıyor.)
- Some people graduate with honors, I am just honored to graduate.
(Bazı insanlar onur derecesiyle mezun olur, ben ise sadece mezun olduğuma seviniyorum.)
- Happiness is not a destination, it’s a way of life.
(Mutluluk bir varış noktası değil, yaşam tarzıdır.)
- Be the energy you want to attract.
(Çekmek istediğin enerjiyi yay.)
- Life is too short for regrets.
(Hayat pişmanlıklar için fazla kısa.)
- Silence speaks louder than words.
(Sessizlik kelimelerden daha yüksek sesle konuşur.)
- Live the moment, not the memories.
(Anı yaşa, anıları değil.)
- You are stronger than you think.
(Sandığından daha güçlüsün.)
- Collect moments, not things.
(Eşyaları değil, anları biriktir.)
- Life is better when you’re laughing.
(Gülerken hayat daha güzel.)
- Let go of what you can’t control.
(Kontrol edemediğin şeyleri bırak.)
- Take the risk or lose the chance.
(Risk al ya da fırsatı kaçır.)
- A true friend is a priceless treasure.
(Gerçek bir arkadaş paha biçilemez bir hazinedir.)
- Friendship isn’t about who you’ve known the longest, but who stayed by your side.
(Dostluk, en uzun süredir tanıdığın kişiyle değil, yanında kalan kişiyledir.)
- Best friends don’t let you do stupid things alone.
(En iyi arkadaşlar, aptalca şeyleri yalnız yapmana izin vermez.)
- Side by side or miles apart, real friends are always close to the heart.
(Yan yana ya da kilometrelerce uzakta, gerçek arkadaşlar her zaman kalbe yakındır.)
- Life is better with true friends.
(Gerçek arkadaşlarla hayat daha güzel.)
- Friendship is built on trust, laughter, and coffee.
(Dostluk, güven, kahkaha ve kahve üzerine kuruludur.)
- A friend is someone who knows all your secrets and still loves you.
(Bir arkadaş, tüm sırlarını bilen ve hala seni seven kişidir.)
- Good friends are like stars, you don’t always see them, but you know they’re there.
(İyi arkadaşlar yıldızlar gibidir, her zaman göremezsin ama orada olduklarını bilirsin.)
- A best friend is a partner in crime.
(En iyi arkadaş, suç ortağıdır.)
- Friends make the world brighter.
(Arkadaşlar dünyayı daha parlak yapar.)
- Life is too short to wait for the perfect moment.
(Hayat, mükemmel anı beklemek için çok kısa.)
- Smile and the world smiles with you.
(Gülümse, dünya seninle gülümsesin.)
- Sometimes the hardest thing and the right thing are the same.
(Bazen en zor şey ve doğru şey aynıdır.)
- Don’t wait for the storm to pass, learn to dance in the rain.
(Fırtınanın geçmesini bekleme, yağmurda dans etmeyi öğren.)
- Be yourself; everyone else is already taken.
(Kendin ol; diğer herkes zaten alındı.)
- If you want to fly, you have to give up the things that weigh you down.
(Uçmak istiyorsan, seni aşağı çeken şeylerden vazgeçmelisin.)
- Not all storms come to disrupt your life, some come to clear your path.
(Tüm fırtınalar hayatını bozmak için gelmez, bazıları yolunu temizlemek içindir.)
- Focus on the good, the bad will follow.
(İyi olana odaklan, kötü olan seni takip eder.)
- Don’t just exist, live.
(Sadece var olma, yaşa.)
- It’s not about being the best, it’s about being better than you were yesterday.
(En iyi olmakla ilgili değil, dün olduğundan daha iyi olmakla ilgili.)
- Happiness is a choice, not a result.
(Mutluluk bir seçimdir, bir sonuç değil.)
- The best way to predict the future is to create it.
(Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu, onu yaratmaktır.)
- Be the reason someone smiles today.
(Bugün birinin gülmesinin nedeni ol.)
- Trust the timing of your life.
(Hayatının zamanlamasına güven.)
- No one is you, and that is your power.
(Hiç kimse senin gibi olamaz, ve bu senin gücündür.)
- Don’t count the days, make the days count.
(Günleri sayma, günleri saydır.)
- Life is a journey, not a destination.
(Hayat bir yolculuktur, varış noktası değil.)
- You are stronger than you think.
(Sandığından daha güçlüsün.)
- Stay positive, work hard, make it happen.
(Pozitif kal, çok çalış, bunu başar.)
- Do more of what makes you happy.
(Seni mutlu eden şeyleri daha çok yap.)
- In the end, we only regret the chances we didn’t take.
(Sonunda, almadığımız şanslar için pişmanlık duyarız.)
- Create your own sunshine.
(Kendi güneşini yarat.)
- The only way to do great work is to love what you do.
(Harika işler yapmanın tek yolu, yaptığını sevmektir.)
- You are the artist of your own life.
(Kendi hayatının sanatçısısın.)
- The harder you work for something, the greater you’ll feel when you achieve it.
(Bir şey için ne kadar çok çalışırsan, onu başardığında o kadar büyük hissedersin.)
- When nothing goes right, go left.
(Hiçbir şey doğru gitmiyorsa, sola git.)
- Don’t be afraid to start over.
(Yeniden başlamaktan korkma.)
- Be the energy you want to attract.
(Çekmek istediğin enerjiyi yay.)
- The sky’s the limit.
(Gökyüzü sınırdır.)
- Life is what happens when you’re busy making other plans.
(Hayat, başka planlar yaparken olanlardır.)
- Make today so awesome that yesterday gets jealous.
(Bugünü öyle harika yap ki, dünkü kıskansın.)
- Let the adventure begin.
(Macera başlasın.)
- Don’t dream your life, live your dream.
(Hayalini yaşama, hayatını hayal et.)
- Every moment is a fresh beginning.
(Her an taze bir başlangıçtır.)
- The best is yet to come.
(En iyisi henüz gelmedi.)
- Life is tough, but so are you.
(Hayat zordur, ama sen de öylesin.)
- The world is full of beautiful things, just open your eyes.
(Dünya güzel şeylerle dolu, gözlerini açman yeter.)
- Be a voice, not an echo.
(Bir ses ol, yankı değil.)
- Sometimes, the best therapy is a long drive and good music.
(Bazen, en iyi terapi uzun bir yolculuk ve iyi bir müzik olur.)
- The only limit is the one you set for yourself.
(Tek sınır, kendin için koyduğundur.)
- Your vibe attracts your tribe.
(Enerjin, senin kabilesini çeker.)
- Don’t stop until you’re proud.
(Gururlanana kadar durma.)
- Progress, not perfection.
(Mükemmellik değil, ilerleme.)
- Sometimes you have to create your own sunshine.
(Bazen kendi güneşini yaratman gerekir.)
- Trust the process.
(Sürece güven.)
- Be fearless in the pursuit of what sets your soul on fire.
(Ruhunu ateşe veren şeyin peşinden korkusuzca git.)
- When you feel like quitting, remember why you started.
(Pes etmek istediğinde, neden başladığını hatırla.)
- Life is a balance of holding on and letting go.
(Hayat, tutmak ve bırakmak arasındaki dengeyi kurmaktır.)
- Focus on the step in front of you, not the whole staircase.
(Öndeki basamağa odaklan, tüm merdivene değil.)
- Everything you need is already inside you.
(İhtiyacın olan her şey zaten içinde.)
- Stay true to yourself.
(Kendine sadık kal.)
- Life is too short to wait for opportunities, create them.
(Fırsatları bekleyecek kadar hayat kısa, onları yarat.)
- Be the change you wish to see in the world.
(Dünyada görmek istediğin değişim ol.)
- The best way out is always through.
(Çıkışın en iyi yolu her zaman içinden geçmektir.)
- Everything happens for a reason.
(Her şey bir nedenle olur.)
- Life begins at the end of your comfort zone.
(Hayat, konfor alanının sonunda başlar.)
- Good things come to those who wait, better things come to those who work for it.
(İyi şeyler bekleyenlere gelir, daha iyi şeyler uğruna çalışanlara gelir.)
- Never stop learning.
(Öğrenmeyi asla bırakma.)
- If you don’t build your dreams, someone else will hire you to help build theirs.
(Hayallerini kurmazsan, başkaları seni onlarınkini inşa etmesi için işe alır.)
- Dare to be different.
(Farklı olmaya cesaret et.)
- The journey is the destination.
(Yolculuk, varış noktasıdır.)
- Take the risk or lose the chance.
(Risk al ya da şansı kaybet.)
- You didn’t come this far to only come this far.
(Bu kadar yol geldin, sadece bu kadar gelmek için gelmedin.)
- Live, laugh, love.
(Yaşa, gül, sev.)
- The future belongs to those who believe in the beauty of their dreams.
(Gelecek, hayallerinin güzelliğine inananlara aittir.)
- Wake up with determination, go to bed with satisfaction.
(Kararlılıkla uyan, tatminle uyu.)
- Don’t be afraid to fail, be afraid not to try.
(Başarısız olmaktan korkma, denememekten kork.)
- Life is better when you’re laughing.
(Hayat, güldüğünde daha güzeldir.)
- The best way to predict the future is to create it.
(Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu onu yaratmaktır.)
- Turn your dreams into plans.
(Hayallerini planlara dönüştür.)
- Your time is limited, so don’t waste it living someone else’s life.
(Zamanın sınırlıdır, bu yüzden başkasının hayatını yaşayarak boşa harcama.)
- You are the author of your own story.
(Kendi hikayenin yazarı sensin.)
- The world is full of magic things, patiently waiting for our senses to grow sharper.
(Dünya sihirli şeylerle dolu, sabırla duyularımızın keskinleşmesini bekliyor.)
- Life is a one-time offer, use it well.
(Hayat bir kez verilen bir fırsattır, iyi kullan.)
- Never let the fear of striking out keep you from playing the game.
(Yenilme korkusunun seni oyunu oynamaktan alıkoymasına izin verme.)
- Keep going, your story isn’t over yet.
(Devam et, hikayen henüz bitmedi.)
- You’re stronger than you think.
(Sandığından daha güçlüsün.)
- Your only limit is you.
(Tek sınırın sensin.)
- Take it easy, life is short.
(Sakin ol, hayat kısa.)
- Life isn’t about waiting for the storm to pass, it’s about learning how to dance in the rain.
(Hayat, fırtınanın geçmesini beklemekle ilgili değil, yağmurda nasıl dans edileceğini öğrenmekle ilgilidir.)
- Dream big, work hard, stay focused.
(Büyük hayaller kur, çok çalış, odaklan.)
- You’ve got this!
(Bunu başarabilirsin!)
- The best is yet to come.
(En iyisi henüz gelmedi.)
- Don’t just exist, live!
(Sadece var olma, yaşa!)
- Live life with no excuses, travel with no regret.
(Hayatı mazeretsiz yaşa, pişmanlık duymadan seyahat et.)
- Strive for progress, not perfection.
(Mükemmellik değil, ilerleme peşinde ol.)
- Enjoy the little things in life.
(Hayattaki küçük şeylerin tadını çıkar.)
- Life is too short to waste time on things that don’t matter.
(Hayat, önemsiz şeylere zaman harcamak için çok kısa.)
- Stop looking for happiness in the same place you lost it.
(Mutluluğu kaybettiğin yerde aramayı bırak.)
- The way to get started is to quit talking and begin doing.
(Başlamanın yolu konuşmayı bırakmak ve yapmaya başlamaktır.)
- Don’t watch the clock; do what it does. Keep going.
(Saate bakma; ne yaptığını yap, devam et.)
- Love the life you live, live the life you love.
(Yaşadığın hayatı sev, sevdiğin hayatı yaşa.)
- Do what you love, and you’ll never work a day in your life.
(Sevdiğin şeyi yap, ve bir gün bile çalışmamış olursun.)
- Make your life a masterpiece.
(Hayatını bir başyapıt yap.)
- You were born to stand out, not to fit in.
(Öne çıkmak için doğdun, sıraya uymak için değil.)
- Take a deep breath and let it go.
(Derin bir nefes al ve bırak.)
- Turn the pain into power.
(Acıyı güce dönüştür.)
- Let it be, and let it go.
(Bırak, olduğu gibi olsun ve bırak gitsin.)
- Your dreams don’t work unless you do.
(Hayallerin çalışmaz, sen çalışmadıkça.)
- Don’t just wait for the storm to pass, learn how to dance in the rain.
(Sadece fırtınanın geçmesini bekleme, yağmurda nasıl dans edileceğini öğren.)
- Life is better when you’re laughing.
(Hayat, güldüğünde daha güzeldir.)
- Dream big, work hard.
(Büyük hayaller kur, çok çalış.)
- You didn’t come this far to only come this far.
(Bu kadar yol geldin, sadece bu kadar gelmek için gelmedin.)
- Progress, not perfection.
(Mükemmellik değil, ilerleme.)
- Don’t stop until you’re proud.
(Gururlanana kadar durma.)
- Keep going, your story isn’t over yet.
(Devam et, hikayen henüz bitmedi.)
- Life begins at the end of your comfort zone.
(Hayat, konfor alanının sonunda başlar.)
- Your time is limited, don’t waste it living someone else’s life.
(Zamanın sınırlıdır, başkalarının hayatını yaşayarak boşa harcama.)
- Never stop learning.
(Öğrenmeyi asla bırakma.)
- Let go or be dragged.
(Bırak ya da sürüklen.)
- The best way out is always through.
(Çıkışın en iyi yolu her zaman içinden geçmektir.)
- Everything happens for a reason.
(Her şey bir nedenle olur.)
- Life is too short to wait for opportunities, create them.
(Fırsatları bekleyecek kadar hayat kısa, onları yarat.)
- Follow your heart, but take your brain with you.
(Kalbini takip et, ama beynini de yanında götür.)
- Smile, it’s free therapy.
(Gülümse, bu bedava terapi.)
- Be the change you wish to see in the world.
(Dünyada görmek istediğin değişim ol.)
- Life is a one-time offer, use it well.
(Hayat bir kez verilen bir fırsattır, iyi kullan.)
- Your only limit is you.
(Tek sınırın sensin.)
- Don’t wait for the perfect moment, take the moment and make it perfect.
(Mükemmel anı bekleme, o anı al ve mükemmel yap.)
- The best is yet to come.
(En iyisi henüz gelmedi.)
- Everything you can imagine is real.
(Hayal edebileceğin her şey gerçektir.)
- Make today so awesome that yesterday gets jealous.
(Bugün o kadar harika olsun ki, dün kıskansın.)
- You are what you believe.
(İnandığın şeysin.)
- You are stronger than you think.
(Sandığından daha güçlüsün.)
- Strive for progress, not perfection.
(Mükemmellik değil, ilerleme peşinde ol.)
- Turn the pain into power.
(Acıyı güce dönüştür.)
- Don’t watch the clock, do what it does. Keep going.
(Saate bakma, ne yaptığını yap, devam et.)
- Live life to the fullest.
(Hayatı dolu dolu yaşa.)
- Dream it. Believe it. Achieve it.
(Hayalini kur, inan, başar.)
- Take it one day at a time.
(Her şeyi bir günün peşinden al.)
- The future belongs to those who believe in the beauty of their dreams.
(Gelecek, hayallerinin güzelliğine inananlara aittir.)
- Be the reason someone smiles today.
(Bugün birinin gülmesinin nedeni ol.)
- Start where you are. Use what you have. Do what you can.
(Olduğun yerden başla. Sahip olduklarını kullan. Yapabildiğini yap.)
- Do what you love, and you’ll never work a day in your life.
(Sevdiğin şeyi yap, ve bir gün bile çalışmamış olursun.)
- Never regret anything that made you smile.
(Sana gülümseten hiçbir şeyden pişman olma.)
- Don’t be afraid to fail, be afraid not to try.
(Başarısız olmaktan korkma, denememekten kork.)
- Good things take time.
(İyi şeyler zaman alır.)
- Life is what happens when you’re busy making other plans.
(Hayat, diğer planları yaparken başına gelen şeydir.)
- You are the author of your own story.
(Kendi hikayenin yazarı sensin.)
- Focus on the step in front of you, not the whole staircase.
(Öndeki basamağa odaklan, tüm merdivene değil.)
- You were born to stand out, not to fit in.
(Öne çıkmak için doğdun, sıraya uymak için değil.)
- Be the person your dog thinks you are.
(Köpeğinin seni düşündüğü kişi ol.)
- Don’t let anyone dull your sparkle.
(Hiç kimsenin parıltını söndürmesine izin verme.)
- The journey is the destination.
(Yolculuk, varış noktasıdır.)
- Sometimes you have to create your own sunshine.
(Bazen kendi güneşini yaratman gerekir.)
- Stop looking for happiness in the same place you lost it.
(Mutluluğu kaybettiğin yerde aramayı bırak.)
- Life isn’t about waiting for the storm to pass, it’s about learning how to dance in the rain.
(Hayat, fırtınanın geçmesini beklemekle ilgili değil, yağmurda nasıl dans edileceğini öğrenmekle ilgilidir.)
- Live the life you have imagined.
(Hayalini kurduğun hayatı yaşa.)
- It’s a good day to start something new.
(Yeni bir şeye başlamak için iyi bir gün.)
- You don’t have to be great to start, but you have to start to be great.
(Başlamak için harika olman gerekmez, ama harika olmak için başlamalısın.)
- Happiness is an inside job.
(Mutluluk içeriden gelir.)
- A journey of a thousand miles begins with a single step.
(Binlerce millik bir yolculuk tek bir adımla başlar.)
- Do more of what makes you happy.
(Seni mutlu eden şeyi daha çok yap.)
- It’s never too late to be what you might have been.
(Olabileceğin şey olmak için asla geç değildir.)
- Be the energy you want to attract.
(Çekmek istediğin enerji ol.)
- Success is the sum of small efforts, repeated day in and day out.
(Başarı, küçük çabaların günü gününe tekrarıdır.)
- Be yourself, everyone else is already taken.
(Kendin ol, çünkü diğer herkes zaten alındı.)
- Everything you can imagine is real.
(Hayal edebileceğin her şey gerçektir.)
- It always seems impossible until it’s done.
(Her zaman imkansız gibi görünür, ta ki yapılana kadar.)
- Keep going, keep growing.
(Devam et, büyümeye devam et.)
- Life is tough, but so are you.
(Hayat zordur, ama sen de öylesin.)
- Love yourself first.
(Önce kendini sev.)
- Let it go, let it flow.
(Bırak gitsin, bırak aksın.)
- Be happy, be bright, be you.
(Mutlu ol, parlak ol, kendin ol.)
- If you want to fly, you have to give up the things that weigh you down.
(Uçmak istiyorsan, seni aşağı çeken şeyleri bırakmalısın.)
- What you think, you become.
(Ne düşünürsen, ona dönüşürsün.)
- Start where you are, use what you have, do what you can.
(Olduğun yerden başla, sahip olduklarını kullan, yapabildiğini yap.)
- The best view comes after the hardest climb.
(En güzel manzara, en zor tırmanıştan sonra gelir.)
- Life’s too short to be anything but happy.
(Hayat, mutlu olmaktan başka bir şey olmaya çok kısa.)
- Follow your dreams, they know the way.
(Hayallerini takip et, onlar yolu bilir.)
- Life doesn’t wait for anyone.
(Hayat kimseyi beklemez.)
- Do it with passion or not at all.
(Bunu tutkuyla yap ya da hiç yapma.)
- The only way to do great work is to love what you do.
(Harika işler yapmanın tek yolu, yaptığını sevmektir.)
- Love the life you live.
(Yaşadığın hayatı sev.)
- Take risks: If you win, you’ll be happy; if you lose, you’ll be wise.
(Risk al: Kazanırsan mutlu olursun; kaybedersen, bilge olursun.)
- Happiness depends upon ourselves.
(Mutluluk, kendimize bağlıdır.)
- Today is a good day to start fresh.
(Bugün, taze bir başlangıç yapmak için iyi bir gün.)
- Choose kindness and laugh often.
(Nezaketi seç ve sıkça gül.)
- Don’t be afraid of being different.
(Farklı olmaktan korkma.)
- Don’t just exist, live.
(Sadece var olma, yaşa.)
- Your vibe attracts your tribe.
(Enerjin, senin kabilesini çeker.)
- Be yourself, everyone else is taken.
(Kendin ol, çünkü diğer herkes zaten alındı.)
- There’s no limit to what we can accomplish.
(Başarabileceğimiz hiçbir sınır yoktur.)
- Choose happiness, it’s contagious.
(Mutluluğu seç, bulaşıcıdır.)
- Create your own future.
(Kendi geleceğini yarat.)
- Life is 10% what happens to us and 90% how we react to it.
(Hayat, başımıza gelenlerin %10’u ve bunlara nasıl tepki verdiğimizin %90’ıdır.)
- Believe in yourself and all that you are.
(Kendine ve olduğun her şeye inan.)
- Small steps lead to big changes.
(Küçük adımlar büyük değişimlere yol açar.)
- Your best teacher is your last mistake.
(En iyi öğretmenin son hatandır.)
- Don’t let yesterday take up too much of today.
(Dünün, bugünden çok yer kaplamasına izin verme.)
- Life is better when you’re laughing.
(Hayat, güldüğünde daha güzeldir.)
- Every day is a second chance.
(Her gün ikinci bir şanstır.)
- Don’t wait for the perfect moment, make the moment perfect.
(Mükemmel anı bekleme, o anı mükemmel yap.)
- Don’t let fear decide your future.
(Korkunun geleceğini belirlemesine izin verme.)
- Love yourself, the rest will follow.
(Kendini sev, gerisi gelecektir.)
- Success doesn’t come from what you do occasionally, it comes from what you do consistently.
(Başarı, ara sıra yaptıklarından gelmez, sürekli yaptıklarından gelir.)
- Follow your heart, it knows the way.
(Kalbini takip et, o yolu bilir.)
- Be yourself, everyone else is already taken.
(Kendin ol, çünkü diğer herkes zaten alındı.)
- Life is short, make it sweet.
(Hayat kısa, tatlı yap.)
- Your only limit is you.
(Tek sınırın sensin.)
İngilizce Whatsapp Durumları ile İlgili Sık Sorulan Sorular
İngilizce Whatsapp Durumları nerelerde kullanılır?
Bu listede bulunan sözleri, WhatsApp profiliniz gibi diğer sosyal medya hesaplarınızda da profil açıklamanızda kullanabilir ya da paylaşımlarınızın altına yazabilirsiniz.
İngilizce Whatsapp Durumları nedir?
İngilizce WhatsApp Durumları, WhatsApp durumunuzda veya profilinizde kullanabileceğiniz kısa, etkileyici ve anlamlı İngilizce sözlerdir. Bu durumlar, kişiliğinizi yansıtan havalı ifadelerle kendinizi ifade etmenizi sağlar.
İngilizce Whatsapp Durumları nerelerde bulunur?
İngilizce WhatsApp Durumları, genellikle internet üzerinde anonim olarak paylaşılan kısa ve etkileyici sözlerdir. Bu sözlere daha hızlı ve kolay ulaşabilmeniz için sizlere özel olarak derledik.
İngilizce Whatsapp Durumları havalı 3 örnek nelerdir?
İngilizce Whatsapp Durumları havalı 3 örnek şöyledir:
Silence is the loudest voice. (Sessizlik en gürültülü sestir.)
Life must go on. (Hayat devam etmeli.)
Your only limit is you. (Tek sınırın sensin.)