Try Ne Demek Try İle İlgili Örnek Cümleler

30 Eyl 2025

Try Ne Demek? Try İle İlgili Örnek Cümleler 

 “Try” kelimesi İngilizcede sık sık rastlanan ve çok yönlü bir anlam barındıran bir kelimedir. Hem günlük dilde hem de özel alanlarda kullanılan bu kelime, birçok farklı bağlamda farklı anlamlar taşıyabilir. Eğer “try” kelimesinin çeşitli anlamlarını ve daha yakından öğrenmek ve bunları cümle içinde kullanmak istiyorsanız doğru yerdesiniz. 

Try Ne Demek? Try Anlamı Nedir? 

Try, İngilizce bir kelimedir ve Türkçede “denemek, uğraşmak, çalışmak, teşebbüs etmek, kalkışmak, tecrübe etmek, imtihan etmek, sınamak, araştırmak, yargılamak, muhakeme etmek, tetkik etmek, tahkik etmek” gibi anlamlara gelmektedir. 

 

Try Eş Anlamlı Kullanımları  

Try kelimesi, İngilizcede oldukça yaygın kullanılan bir kelimedir. Bu nedenle, bu kelimenin eş anlamlıları da oldukça fazladır. Try kelimesinin eş anlamlı kullanımları şu şekildedir: 

Attempt: Try kelimesinin en yaygın eş anlamlısı attempt kelimesidir. Attempt kelimesi, “bir şeyi yapmaya çalışmak” anlamına gelir. Örneğin, “I attempted to climb the mountain, but I was too tired.” (Dağı tırmanmaya çalıştım ama çok yorgundum.) cümlesinde attempt kelimesi kullanılmıştır. 

Endeavour: Endeavour kelimesi, “bir şey için çaba göstermek” anlamına gelir. Örneğin, “She endeavoured to learn the new language.” (Yeni dili öğrenmeye çalıştı.) cümlesinde endeavour kelimesi kullanılmıştır. 

Strive: Strive kelimesi, “bir şey için çok çalışmak” anlamına gelir. Örneğin, “He strives to be the best.” (En iyi olmak için çabalıyor.) cümlesinde strive kelimesi kullanılmıştır. 

Make an effort: Make an effort kelimesi, “bir şey için çaba göstermek” anlamına gelir. Örneğin, “I’ll make an effort to finish this work on time.” (Bu işi zamanında bitirmek için çabalayacağım.) cümlesinde make an effort kelimesi kullanılmıştır. 

Set one’s sights on: Set one’s sights on kelimesi, “bir şeyi başarmayı hedeflemek” anlamına gelir. Örneğin, “She set her sights on becoming a doctor.” (Doktor olmayı hedefledi.) cümlesinde set one’s sights on kelimesi kullanılmıştır. 

Aim: Aim kelimesi, “bir şeyi amaçlamak” anlamına gelir. Örneğin, “He aimed to be the best football player in the world.” (Dünyanın en iyi futbolcusu olmayı amaçladı.) cümlesinde aim kelimesi kullanılmıştır. 

Seek: Seek kelimesi, “bir şey bulmak veya elde etmek için çaba göstermek” anlamına gelir. Örneğin, “They sought to find a cure for the disease.” (Hastalığın bir tedavisini bulmaya çalıştılar.) cümlesinde seek kelimesi kullanılmıştır. 

Undertake: Undertake kelimesi, “bir şeyi üstlenmek” anlamına gelir. Örneğin, “He undertook to build a new house.” (Yeni bir ev inşa etmeyi üstlendi.) cümlesinde undertake kelimesi kullanılmıştır.

 

Try İle İlgili İngilizce Cümleler 

Try kelimesinin en yaygın kullanımı, bir şeyi yapmayı veya başarmayı denemek anlamına gelir. Örneğin: 

• I’m trying to learn how to play the piano. 
(Piyano çalmayı öğrenmeye çalışıyorum.) 
 
• He tried to climb the tree, but he gave up. 
(Ağaca tırmanmaya çalıştı ama pes etti.) 
 
• I’ll try to finish this homework by tomorrow. 
(Bu ödevi yarın bitirmeye çalışacağım.) 
 
• She’s trying to quit smoking. 
(Sigarayı bırakmaya çalışıyor.) 
 
• They are trying to save money for their vacation. 
(Tatilleri için para biriktirmeye çalışıyorlar.) 

Try kelimesi, bir şeyin mümkün olup olmadığını veya nasıl yapılacağını görmek için de kullanılabilir. Örneğin: 

• Let’s try this new recipe. 
(Bu yeni tarifi deneyelim.) 
 
• How do I try this new software? 
(Bu yeni yazılımı nasıl deneyebilirim?) 
 
• I’ll try to understand your point of view. 
(Senin bakış açını anlamaya çalışacağım.) 
 
• Let’s try to solve this puzzle together. 
(Hadi bu bulmacayı birlikte çözmeye çalışalım.) 
 
• He wanted to try his luck in a new city. 
(Yeni bir şehirde şansını denemek istedi.) 

Try kelimesi, bir şeyi yapmayı teklif etmek veya birinin bir şey yapmasını önermek için de kullanılabilir. Örneğin: 

• Would you like to try my new shoes? 
(Yeni ayakkabılarımı denemek ister misin?) 
 
• I’ll try to help you with your project. 

(Projende sana yardım etmeye çalışacağım.) 
 
• Why don’t you try going for a walk? 
(Neden yürüyüşe çıkmayı denemedin?) 
 
• I’ll try to make time for the meeting tomorrow. 
(Yarınki toplantıya zaman ayırmaya çalışacağım.) 
 
• I’ll try to fix the issue you’re having with your computer. 
(Bilgisayarındaki sorunu düzeltmeye çalışacağım.) 

Try kelimesinin eş anlamlı kullanımları: 

Attempt
• I attempted to climb the tree, but I was too tired. 
(Ağaca tırmanmaya çalıştım ama çok yorgundum.) 
 
• He attempted to steal the car, but he was caught. 
(Arabayı çalmaya çalıştı ama yakalandı.) 
 
• I attempted to learn a new instrument, but it was challenging. 
(Yeni bir enstrüman öğrenmeye çalıştım, ama zorlayıcıydı.) 
 
• Before giving up, she attempted to repair the broken vase. 
(Pes etmeden önce, kırık vazoyu tamir etmeye çalıştı.) 
 
• The team attempted to break the world record, but fell short. 
(Takım, dünya rekorunu kırmaya çalıştı, ancak başaramadı.) 

Endeavour: 
• She endeavoured to learn the new language, but it was difficult. 
(Yeni dili öğrenmeye çalıştı ama zordu.) 
 
• He endeavoured to be a good father, but he worked too much. 
(İyi bir baba olmaya çalıştı ama çok çalışıyordu.) 
 
• He endeavoured to overcome his fear of public speaking. 
(Topluluk önünde konuşma korkusunu yenmeye çalıştı.) 
 
• She endeavoured to improve her leadership skills through continuous learning. 
(Sürekli öğrenme yoluyla liderlik becerilerini geliştirmeye çalıştı.) 
 
• The company endeavoured to innovate and stay ahead in the competitive market. 
(Şirket, yenilik yapmaya ve rekabetçi piyasada önde kalmaya gayret etti.) 

Strive: 
• He strives to be the best in his field. 
(Alanında en iyi olmaya çalışıyor.) 
 
• She strives to make a difference in the world. 
(Dünyada bir fark yaratmaya çalışıyor.) 
 
• They strive to create a supportive community for local artists. 
(Yerel sanatçılar için destekleyici bir topluluk oluşturmaya gayret ediyorlar.) 
 
• He strives to maintain a healthy work-life balance. 
(Sağlıklı bir iş-yaşam dengesi sürdürmeye çalışıyor.) 
 
• She strives to excel in her academic studies. 
(Akademik çalışmalarında başarılı olmaya çaba sarf ediyor.) 

Make an effort: 
• I’ll make an effort to finish this homework on time. 
(Bu ödevi zamanında bitirmek için çabalayacağım.) 
 
• She made an effort to learn how to play the piano. 
(Piyano çalmayı öğrenmek için çabaladı.) 
 
• He made an effort to mend his relationship with his family. 
(Ailesiyle ilişkisini düzeltmek için çaba sarf etti.) 
 
• He is making an effort to adopt a healthier lifestyle. 
(Daha sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemeye çaba gösteriyor.) 
 
• The team made an effort to collaborate more effectively on the project. 
(Ekip, projede daha etkili bir şekilde işbirliği yapmaya çaba gösterdi.) 

Set one’s sights on: 
• She set her sights on becoming a doctor. 
(Doktor olmayı hedefledi.) 
 
• He set his sights on winning the race. 
(Yarışı kazanmayı hedefledi.) 
 
• They set their sights on launching a successful startup. 
(Başarılı bir start-up başlatmayı hedeflediler.) 
 
• She set her sights on achieving a leadership position within the company. 
(Şirket içinde liderlik pozisyonu elde etmeyi hedefledi.) 
 
• She set her sights on learning a new skill every month. 
(Her ay yeni bir beceri öğrenmeyi hedefledi.) 

Aim: 
• He aimed to become a successful doctor. 
(Başarılı bir doktor olmayı hedefledi.) 
 
• She aimed to travel the world. 
(Dünyayı dolaşmayı hedefledi.) 
 
• They aim to create a more sustainable environment in their community. 
(Topluluklarında daha sürdürülebilir bir ortam oluşturmayı hedefliyorlar.) 
 
• She aims to start her own business and be an entrepreneur. 
(Kendi işini kurmayı ve girişimci olmayı hedefliyor.) 
 
• She aims to make a positive impact on the lives of those in need. 
(İhtiyacı olanların hayatlarında olumlu bir etki yapmayı hedefliyor.) 

Seek: 
• They sought to find a cure for the disease. 
(Hastalığın bir tedavisini bulmaya çalıştılar.) 
 
• She sought to find her purpose in life. 
(Hayattaki amacını bulmaya çalıştı.) 
 
• He seeks to expand his knowledge through continuous learning. 
(Sürekli öğrenme yoluyla bilgisini genişletmeye çalışıyor.) 
 
• He sought to overcome the challenges in his personal life with resilience. 
(Kişisel yaşamındaki zorlukları dirençle aşmaya çalıştı.) 
 
• They sought to establish better diplomatic relations between the two countries. 
(İki ülke arasında daha iyi diplomatik ilişkiler kurmaya çalıştılar.) 

Undertake: 
• He undertook to build a new house. 
(Yeni bir ev inşa etmeyi üstlendi.) 
 
• She undertook to organize the event. 
(Etkinliği düzenlemeyi üstlendi.) 
 
• They undertook to develop a comprehensive plan for the project. 
(Projenin kapsamlı bir planını oluşturmayı üstlendiler.) 
 
• She undertook to research and document the history of the ancient civilization. 
(Antik medeniyetin tarihini araştırmayı ve belgelemeyi üstlendi.) 
 
• He undertook to mentor new employees and guide them in their roles. 
(Yeni çalışanlara mentorluk yapmayı ve onları rollerinde yönlendirmeyi üstlendi.) 

İşte try kelimesinin kullanıldığı bazı diğer örnekler: 

• I tried to call you, but your phone was lost. 
(Seni aramaya çalıştım ama telefonun kayıptı.) 
 
• I’ve tried everything, but I still can’t fix it. 
(Her şeyi denedim ama hala düzeltmeyi başaramadım.) 
 
• I’m not sure if I can do this, but I’ll try my best. 
(Bunu yapabileceğimden emin değilim ama elimden geleni yapacağım.) 
 
• I’m trying to gain weight. 
(Kilo almaya çalışıyorum.) 
 
• He tried to climb the mountain, but it was too steep. 
(Dağı tırmanmaya çalıştı ama çok dikmiş.) 
 
• I’ll try to finish this work by tomorrow. 
(Bu işi yarın bitirmeye çalışacağım.)

 

İngilizce Try Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Try İngilizcede Ne Anlama Gelir?
Try İngilizcede birçok farklı anlamı olan bir kelimedir, fakat en yaygın kullanımı ‘’denemek’’ şeklindedir.

‘’TRY’’ İngilizcede Nasıl Okunur?
‘’TRY’’ kelimesi İngilizcede ‘’tıray’’ şeklinde okunur.

Try Again Ne Demek?
‘’Try again’’ Türkçede ‘’yeniden deneyin’’ demektir.

Try Fiilinin 3. Hali Nedir?
Try fiilinin 3. hali ‘’tried’’ şeklindedir.