Irregular Verbs – Düzensiz Fiiller
İngilizce fiiller düzenli ve düzensiz fiiller olmak üzere iki kısma ayrılır. Bu ayrımın ana nedeni ise Past Tense ve Present Perfect Tense cümlelerinde fiillerde yaşanan değişimdir.
Bilindiği üzere Past Simple yani fiillerin 2. halleri geçmiş zaman - Past Tense için kullanılır. Düzenli fiillerle geçmiş zaman cümleleri kullanılırken fiile kelimeye göre -d/-ed/ied takısı gelmektedir. Örnek vermek istersek;
- I cleaned my home / Samantha studied her lesson / Mr. Barkley baked avery delicious cake for his guests.
Past participle yani İngilizce fiillerin 3. halleri ise Present Perfect Tense için kullanılır. Düzenli fiillerle Present Perfect cümleleri kullanılırken yardımcı fiilden sonra gelen fiile -ed/-ied/-d takısı gelmektedir. Örnek vermek istersek;
- I have cleaned my home
İngilizce düzensiz fiillerde ise durum biraz farklıdır. Düzensiz fiillerin 2. halleri ve 3. halleri düzenli fiillere kıyasla Simple Past Tense ve Perfect Tense ile birlikte kullanılırken farklı çekimlenir. O halde düzensiz fiillerin 2. ve 3. hallerini Türkçe karşılıkları ile birlikte tabloda incelemeye başlayalım.
Daha fazla okumadan önce, bugün İngilizcenizi geliştirmenize yardımcı olmak için sunduğumuz kurslara göz atın.
Irregular Verbs – Düzensiz Fiiller Listesi
V1 - Base Form | V2 - Past Simple | V3 - Past Participle | Türkçe Anlamı |
awake | awoke | awoken | uyandırmak |
be | was, were | been | olmak |
beat | beat | beaten | vurmak |
become | became | become | olmak |
begin | began | begun | başlamak |
bend | bent | bent | bükmek |
bet | bet | bet | bahse girmek |
bid | bid | bid | emretmek |
bite | bit | bitten | ısırmak |
blow | blew | blown | esmek |
break | broke | broken | kırmak |
bring | brought | brought | getirmek |
broadcast | broadcast | broadcast | yayımlamak |
build | built | built | inşa etmek |
burn | burned, burnt | burned, burnt | yakmak |
burst | burst | burst | patlamak |
buy | bought | bought | satın almak |
catch | caught | caught | yakalamak |
choose | chose | chosen | seçmek |
come | came | come | gelmek |
cost | cost | cost | mal olmak (masraf) |
creep | crept | crept | emeklemek |
cut | cut | cut | kesmek |
deal | dealt | dealt | anlaşmak |
dig | dug | dug | kazmak |
do | did | done | yapmak |
draw | drew | drawn | çizmek |
dream | dreamed, dreamt | dreamed, dreamt | rüya görmek |
drive | drove | driven | sürmek |
drink | drank | drunk | içmek |
eat | ate | eaten | yemek |
fall | fell | fallen | düşmek |
feed | fed | fed | beslemek |
feel | felt | felt | hissetmek |
fight | fought | fought | dövüşmek |
find | found | found | bulmak |
flee | fled | fled | firar etmek |
fly | flew | flown | uçmak |
forbid | forbade | forbidden | yasaklamak |
forget | forgot | forgotten | unutmak |
forgive | forgave | forgiven | affetmek |
freeze | froze | frozen | dondurmak |
get | got | got, gotten | almak |
give | gave | given | vermek |
go | went | gone | gitmek |
grow | grew | grown | büyümek |
hang | hung | hung | asmak |
have | had | had | sahip olmak |
hear | heard | heard | işitmek |
hide | hid | hidden | saklamak |
hit | hit | hit | vurmak |
hold | held | held | kaldırmak |
hurt | hurt | hurt | acıtmak |
keep | kept | kept | tutmak |
know | knew | known | bilmek |
lay | laid | laid | uzanmak |
lead | led | led | önderlik etmek |
learn | learned, learnt | learned, learnt | öğrenmek |
leave | left | left | terk etmek |
lend | lent | lent | ödünç vermek |
let | let | let | izin almak |
lie | lay | lain | yalan söylemek |
lose | lost | lost | kaybetmek |
make | made | made | yapmak |
mean | meant | meant | anlamına gelmek |
meet | met | met | görüşmek |
pay | paid | paid | ödemek |
put | put | put | koymak |
read | read | read | okumak |
ride | rode | ridden | sürmek |
ring | rang | rung | zil çalmak |
rise | rose | risen | yükselmek |
run | ran | run | koşmak |
say | said | said | söylemek |
see | saw | seen | görmek |
sell | sold | sold | satmak |
send | sent | sent | göndermek |
show | showed | showed, shown | göstermek |
shut | shut | shut | kapatmak |
sing | sang | sung | şarkı söylemek |
sit | sat | sat | oturmak |
sleep | slept | slept | uyumak |
speak | spoke | spoken | konuşmak |
spend | spent | spent | harcamak |
stand | stood | stood | beklemek |
swim | swam | swum | yüzmek |
take | took | taken | almak |
teach | taught | taught | öğretmek |
tear | tore | torn | yırtmak |
tell | told | told | anlatmak |
think | thought | thought | düşünmek |
throw | threw | thrown | atmak |
understand | understood | understood | anlamak |
wake | woke | woken | uyanmak |
wear | wore | worn | giymek |
win | won | won | kazanmak |
write | wrote | written | yazmak |
İngilizce gramer konularının olmazsa olmazlarından biri olan modals, özellikle İngilizce öğrenmeye yeni başlayanlar için oldukça karışık gelebiliyor. Buna karşın modals kurallarını bol bol İngilizce alıştırmalarla destekleyerek konunun pekişmesi oldukça kolaydır. Wall Street English olarak modals konularında karışıklık yaşamanızı önlemek için Modals listesini parça parça öğrenmenize destek olacağız. O halde ilk olarak would ve could kullanımı hakkında detaylı incelemelere başlayalım.
Simple Future Tense - İngilizce gelecek zaman ile cümle kurarken 2 adet yardımcı fiil bulunur. ‘’Will’’ ve ‘’Shall’’ bu ingilizce zaman için kullandığımız yardımcı fiili oluşturur.